Komşusu açken tok
yatıyoruz.!!
Habeşistan,Somali,Etiyopya,Afrika..
Kara incileri dünyanın..
Yalnızlığa ve
duyarsızlığa mahkum edilmiş binlerce umut..
Yavrusunun karnına
ikinci öğünün yemeği inecek mi acaba diye günler öncesinden düşünmeye
başlayan anneler.
Sütü gelmediği için açlıktan kemikleri birbirine yapışmış
bebeler.
Sıcağın altında eve ekmek götürmek için akşama kadar çöp
taşıyan babalar .
Karnında altı aylık bebeğiyle arife günü 10 dolar için inşaatta amelelik yapan
anneler.
Daha neler mi var..
Ellerinden toprakları alınan masum insanlar. O yemyeşil
diyarları kuşatmış sömürgeci ülkeler. Kendi içinde bulunduğu nimetleri görmeyip
de açgözlü davranan şişman batı ülkeleri. İşgalle, kanla işlenen topraklar. Bir
gram petrol için insanları kendi toprağından eden pisboğazlı komşular,kirli
ellerini Afrika’nın boğazını geçirmiş hiç doymayan canavarlar…
Habeşistan,Somali,Etiyopya,Afrika,Kara incileri dünyanın..
İyi ki varsınız.
İyi ki hatırlatıyorsunuz doymuşluğumuzu,bencilliğimizi,tokluğumuzu.
Siz açlığın, sefilliğin
altında ezilirken biz de vicdanımız altında eziliyoruz varlığınızla.
Siz varsınız da. Ya biz var mıyız sizin için. Ne kadar
duyuyor kulaklarımız sesinizi. Ve ne kadar ses veriyorsunuz ki pür melal
halinizden. Biz olsak şimdiye çoktan isyana başlamış, lanet olsun böyle hayata
demiştik. Sizi bunca fakirliğe rağmen susup sabretmeye sevk eden şey nedir çok
merak ediyorum.Bize de sırrını söyler misiniz,biz burada varlığa bile
sabredemezken yokluğa sabretmenin nasıl olduğunu.?
Necaşi ve arkadaşlarının, muhacir Müslümanlara İslam
tarihinin başlangıcında ki yaptığı yardımlarını
asla unutamayız.Biz işte bu borçluluk
duygusuyla size çok teşekkür ediyoruz Kara Afrika’nın incileri. Bize bu fırsatı
verdiğiniz için ve bizi size kardeş kıldığı için Rabbimize hamd ediyoruz.
Kur’an; ‘müminler sadece kardeştir..’
Nebi (s.a.v) ‘iman etmedikçe Cennete
giremezsiniz.birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız.’diyor.
Kayıp kardeşlerimize uzanan bir yardım eli olmak
Dünyanın herhangi bir
ülkesinde kayıp bir kardeş edinmek Müslüman kardeşliği ikame etmek
gibidir. Kayıp kardeşleri tanıma günü arafe günüdür.Bilişme,bilme,bildirme
günüdür. Büyük İslam ailesinin içinde kaybolan her bir insandan onları
tanımayıp yetim bırakanlar sorumludur.
‘Zira iyi ve kötü dönemleri biz
insanlar arasında döndürüp dururuz.’ Ayette de denildiği gibi yüksekte olan yere düşebilir,yerde ki yükseğe
çıkabilir.Bugün bizler yardım edenleriz. Onlar yardım elleridir. Bugün yardım
sırası bizde, yarın kim bilir nerede..
Bu ülke yokluğu bilir ama açlığı bilmez.
Türkiye’de ki yoklukla orada ki yokluk kıyaslanamaz. Onların
çektiği yokluğu tatmadan yokluk çekiyorum demek şükürsüzlükten başka bir şey
değildir.Bizim en fakirimiz oranın en zenginidir.
Bugün Habeşistan’da yetkililerin en zorlandığı şey yoksulu
tespit etmektir. Sınırlı sayıda yiyecek sınırsız sayıda aç vardır.Evlerinin
kapılarını giyecek elbiseleri olmadığı için açamayan,günde bir öğünden fazla
yiyecek yemeği olmayan,yıllardır sofradan doyarak kalkmayan insanlar var
Habeşistan’da,Somali’de,Etyopya’da…
Bizim yoğumuz oranın varı,bizim açımız oranın tokudur.
bizim küçüğümüz oranın büyüğüdür.Bizde zekatı almaya ehil bir fakir oranın zekat vermeye ehildir.Konforumuz,israfımız
çok fazla. Orada ise israf yok çünkü artan yok. Bizde çöpe giden binlerce
ekmek. Orada misafire sunulan en önemli yiyecek ekmek.Bizde asli gıda süt
yumurta. Onlarda buğday. Bizde bir öğünde üç çeşit yemek onlarda bir ayın
gıdası bir çeşit yemek. Muhtaç olan onlar,her çöpe döktüğümüz lokmada bir açın
âhını alan bizleriz.
Onların ihtiyaç
listesi ile bizimkisi çok farklıdır. Bizde ihtiyaç olan asıllar
değil,lükslerdir.Onların ihtiyaçları ise sadece açlığını gidermekten ibarettir.
Bizim hanımlarımıza ihtiyaç listesi yap deseniz kağıtlar yetmez doldurmaya,onların
ise o günün yemeğini çıkarmaktan başka ihtiyaçları yoktur.
Bugün aramızda ki en büyük fark, onların gönül zengini ve bizim gönül
fakiri olmamızdır.
Fakir ihtiyacı olan, zengin ihtiyacı olmayan yada az
olandır. Zenginlik nelere sahip olduğumuz ile ilgili değil,ne kadarla ihtiyaç
giderdiğimizle alakalıdır. Bizim çöpe attıklarımızla,artıklarımızla orada
birkaç aile doyuyor.Bizim bir öğünde yediğimizi oradaki bir aile, bir ay yiyor.
İsraf ihtiyacından fazlasını almak değil,aynı zamanda ihtiyacı olanın hakkını
da yemektir. İsraf ettiğimizi farkında bile değiliz belki de. Müsriflik sadece
yiyecekle sınırlanamaz. İçi doldurulamayan zaman,zahmetsiz kazanç, emeksiz
sevgi hepsi müsrifliktir. Dünya’da birileri açlıktan kırılıyor birileri diyet
uzmanlarının kapısından beri gelmiyorsa, birilerinin hakkını birilerinin
yediğindendir. ‘komşusu açken tok yatan bizden değildir.’ diyen bir peygamberin
ümmeti olan bizler,bugün bırakın dünya’nın öbür ucunda ki fakiri,komşusuna
verdiğinde bile eksileceğini düşünüyor, verdiğin senindir ilkesi değil,enayi
değilsen verme, ilkesini önceliyoruz.
Dünyasına yatırım yapanlar yiyenler,ahretine yatırım
yapanlar kardeşi açken tok yatmayanlar,yatamayanlardır. Bu ilkeyi gözetmeyen
her kişi dünyada bir kişiyi daha aç bıraktığını farkında mıdır acaba! Çöpe
dökülen bir ekmek kırıntısının içindeki bereketi göremeyenler yarın o ekmek
kırıntısına muhtaç olmayacaklarını nasıl garanti edebilirler.
Afrika yoksullukla sınanıyor,biz Afrika’yla sınanıyoruz.
Bizim bir cep harçlığımız onların bir aylık geliridir. Biz
de açlık olmadığı halde her gün ne suçlara şahit oluyoruz. Aynı açlık bizim
ülkemizde olsun hiçbir ahlaki sınır tanınmaz,hatta kanun gücü bile tanınmaz
diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Onlar o yoksulluğa rağmen onurlarını
koruyor,üç kuruş maaş için akşama kadar taş taşıyor,kendi topraklarını
sürüyorlar. Batı sömürüsü altında olan bu ülkelerin toprakları yok mu
diyeceksiniz. Binlerce km.lik toprakları işgal edilmiş, toprak sahipleri de
dahil üzerlerinde ekim dikim yasaklanmıştır. Önce toprakları elinden
alınmış,sonra kendi topraklarında maaşla çalıştırılmışlardır. Açgözlü devin
karnı bir türlü doymadığı için binlerce insan açlıktan hastalıkla pençeleşmektedir.
Batı’nın siyah insana olan nefreti onları yalnızlaştırmış ve dünyanın en ücra
köşelerinde sessizce kaderlerine mahkum ettirmiştir.
O topraklara hayır ihraç edin model olun!
Biz o insanlara el uzatmakla onlara bir model götürüyoruz.Bu
insanlar beyaz insanın zulmüne uğramıştır.Bu insanlar Avrupa’nın beyazları
tarafından sömürülmüştür. Bizim Kara Afrika’nın insanlarına yardım götürmemiz onlarda ki beyaz
insan tasavvurunu,kirini,pasını,tortusunu temizlemektedir. Onlar ; İlk defa
beyaz insanı hiçbir şey beklemeksizin, Allah rızası için yardıma gelmiş
görüyorlar.Bu İslam kardeşliği değil, aynı zamanda insan kardeşliğin
belirtisidir.Biz farkında değiliz belki ama, o insanların yüreklerini zihnini
temizliyoruz,onlara giden yardımdan çok daha özel bir şey ihraç ediyoruz.
Biz hayır ihraç ediyoruz.İyilik
ihraç ediyoruz.
Bizim ülkemizin maddiyatı ne kadar büyüyor onu bilmiyorum
ama maneviyatı oldukça büyüyor.Büyümeli
de. Oraya giden her bir yardım faaliyeti bu ülkenin maneviyatını büyütür.Avrupa
krizle çalkalanırken bu ülkenin teğet geçmesi ve böyle bir büyüme trendine
girmesi sadece maddi sebeplerle izah edilemez. ölçülemez. Bu materyalist bir
düşünce olur.Gerçek şudur ki, Bu ülkeye Allah’ın nazarı celbediyor.
Bir ülkede huzur ve refah aranıyorsa,bu Allah’ın rızasında
aranmalıdır. Kara incimiz olan Afrika’da ve dünyanın yardıma muhtaç olan her
bir karış toprağında Allah’ın rızası alındıkça,anıldıkça bu ülkeye huzur ve
saadet yağacaktır.
‘Bir toplumun bireyleri kendi gidişatını değiştirmedikçe,Allah da o
toplumun gidişatını değiştirmez.’ Rad 11
Ülkemizde ki bu krizlerin kolay atlatılmasında ki bir
numaralı rol, bu ülkenin ihraç ettiği hayırlardır. Hayırda yarışanların gösterdiği maddi manevi
yardımlardır. Biiznillah
Hatice İslamoğlu Erdem Ramazan öncesi hayır köprüsünden geçin diyor…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder