22 Ocak 2012 Pazar

Komşusu açken tok yatıyoruz.!!



Komşusu açken tok yatıyoruz.!!

Habeşistan,Somali,Etiyopya,Afrika..  Kara incileri dünyanın..
 Yalnızlığa ve duyarsızlığa mahkum edilmiş binlerce umut..
Yavrusunun karnına  ikinci öğünün yemeği inecek mi acaba diye günler öncesinden düşünmeye başlayan anneler.
Sütü gelmediği için açlıktan kemikleri birbirine yapışmış bebeler.
Sıcağın altında eve ekmek götürmek için akşama kadar çöp taşıyan babalar .
Karnında altı aylık bebeğiyle arife günü  10 dolar için inşaatta amelelik yapan anneler.
Daha neler mi var..
Ellerinden toprakları alınan masum insanlar. O yemyeşil diyarları kuşatmış sömürgeci ülkeler. Kendi içinde bulunduğu nimetleri görmeyip de açgözlü davranan şişman batı ülkeleri. İşgalle, kanla işlenen topraklar. Bir gram petrol için insanları kendi toprağından eden pisboğazlı komşular,kirli ellerini Afrika’nın boğazını geçirmiş hiç doymayan canavarlar…
Habeşistan,Somali,Etiyopya,Afrika,Kara incileri dünyanın..
İyi ki varsınız.
İyi ki hatırlatıyorsunuz doymuşluğumuzu,bencilliğimizi,tokluğumuzu.
 Siz açlığın, sefilliğin altında ezilirken biz de vicdanımız altında eziliyoruz varlığınızla.
Siz varsınız da. Ya biz var mıyız sizin için. Ne kadar duyuyor kulaklarımız sesinizi. Ve ne kadar ses veriyorsunuz ki pür melal halinizden. Biz olsak şimdiye çoktan isyana başlamış, lanet olsun böyle hayata demiştik. Sizi bunca fakirliğe rağmen susup sabretmeye sevk eden şey nedir çok merak ediyorum.Bize de sırrını söyler misiniz,biz burada varlığa bile sabredemezken yokluğa sabretmenin nasıl olduğunu.?
Necaşi ve arkadaşlarının, muhacir Müslümanlara İslam tarihinin başlangıcında ki  yaptığı yardımlarını asla unutamayız.Biz  işte bu borçluluk duygusuyla size çok teşekkür ediyoruz Kara Afrika’nın incileri. Bize bu fırsatı verdiğiniz için ve bizi size kardeş kıldığı için Rabbimize hamd ediyoruz.
Kur’an; ‘müminler sadece kardeştir..’
Nebi (s.a.v) ‘iman etmedikçe Cennete giremezsiniz.birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız.’diyor.
Kayıp kardeşlerimize uzanan bir yardım eli olmak
Dünyanın herhangi bir  ülkesinde kayıp bir kardeş edinmek Müslüman kardeşliği ikame etmek gibidir. Kayıp kardeşleri tanıma günü arafe günüdür.Bilişme,bilme,bildirme günüdür. Büyük İslam ailesinin içinde kaybolan her bir insandan onları tanımayıp yetim bırakanlar sorumludur.
 ‘Zira iyi ve kötü dönemleri biz insanlar arasında döndürüp dururuz.’ Ayette de denildiği gibi  yüksekte olan yere düşebilir,yerde ki yükseğe çıkabilir.Bugün bizler yardım edenleriz. Onlar yardım elleridir. Bugün yardım sırası bizde, yarın kim bilir nerede..
Bu ülke yokluğu bilir ama açlığı bilmez.
Türkiye’de ki yoklukla orada ki yokluk kıyaslanamaz. Onların çektiği yokluğu tatmadan yokluk çekiyorum demek şükürsüzlükten başka bir şey değildir.Bizim en fakirimiz oranın en zenginidir.
Bugün Habeşistan’da yetkililerin en zorlandığı şey yoksulu tespit etmektir. Sınırlı sayıda yiyecek sınırsız sayıda aç vardır.Evlerinin kapılarını giyecek elbiseleri olmadığı için açamayan,günde bir öğünden fazla yiyecek yemeği olmayan,yıllardır sofradan doyarak kalkmayan insanlar var Habeşistan’da,Somali’de,Etyopya’da…
Bizim yoğumuz oranın varı,bizim açımız oranın tokudur.
bizim küçüğümüz oranın büyüğüdür.Bizde zekatı almaya ehil bir fakir oranın zekat vermeye ehildir.Konforumuz,israfımız çok fazla. Orada ise israf yok çünkü artan yok. Bizde çöpe giden binlerce ekmek. Orada misafire sunulan en önemli yiyecek ekmek.Bizde asli gıda süt yumurta. Onlarda buğday. Bizde bir öğünde üç çeşit yemek onlarda bir ayın gıdası bir çeşit yemek. Muhtaç olan onlar,her çöpe döktüğümüz lokmada bir açın âhını alan bizleriz.
 Onların ihtiyaç listesi ile bizimkisi çok farklıdır. Bizde ihtiyaç olan asıllar değil,lükslerdir.Onların ihtiyaçları ise sadece açlığını gidermekten ibarettir. Bizim hanımlarımıza ihtiyaç listesi yap deseniz kağıtlar yetmez doldurmaya,onların ise o günün yemeğini çıkarmaktan başka ihtiyaçları yoktur.

Bugün aramızda ki en büyük fark, onların gönül zengini ve bizim gönül fakiri olmamızdır.
Fakir ihtiyacı olan, zengin ihtiyacı olmayan yada az olandır. Zenginlik nelere sahip olduğumuz ile ilgili değil,ne kadarla ihtiyaç giderdiğimizle alakalıdır. Bizim çöpe attıklarımızla,artıklarımızla orada birkaç aile doyuyor.Bizim bir öğünde yediğimizi oradaki bir aile, bir ay yiyor. İsraf ihtiyacından fazlasını almak değil,aynı zamanda ihtiyacı olanın hakkını da yemektir. İsraf ettiğimizi farkında bile değiliz belki de. Müsriflik sadece yiyecekle sınırlanamaz. İçi doldurulamayan zaman,zahmetsiz kazanç, emeksiz sevgi hepsi müsrifliktir. Dünya’da birileri açlıktan kırılıyor birileri diyet uzmanlarının kapısından beri gelmiyorsa, birilerinin hakkını birilerinin yediğindendir. ‘komşusu açken tok yatan bizden değildir.’ diyen bir peygamberin ümmeti olan bizler,bugün bırakın dünya’nın öbür ucunda ki fakiri,komşusuna verdiğinde bile eksileceğini düşünüyor, verdiğin senindir ilkesi değil,enayi değilsen verme, ilkesini önceliyoruz.
Dünyasına yatırım yapanlar yiyenler,ahretine yatırım yapanlar kardeşi açken tok yatmayanlar,yatamayanlardır. Bu ilkeyi gözetmeyen her kişi dünyada bir kişiyi daha aç bıraktığını farkında mıdır acaba! Çöpe dökülen bir ekmek kırıntısının içindeki bereketi göremeyenler yarın o ekmek kırıntısına muhtaç olmayacaklarını nasıl garanti edebilirler.
Afrika yoksullukla sınanıyor,biz Afrika’yla sınanıyoruz.
Bizim bir cep harçlığımız onların bir aylık geliridir. Biz de açlık olmadığı halde her gün ne suçlara şahit oluyoruz. Aynı açlık bizim ülkemizde olsun hiçbir ahlaki sınır tanınmaz,hatta kanun gücü bile tanınmaz diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Onlar o yoksulluğa rağmen onurlarını koruyor,üç kuruş maaş için akşama kadar taş taşıyor,kendi topraklarını sürüyorlar. Batı sömürüsü altında olan bu ülkelerin toprakları yok mu diyeceksiniz. Binlerce km.lik toprakları işgal edilmiş, toprak sahipleri de dahil üzerlerinde ekim dikim yasaklanmıştır. Önce toprakları elinden alınmış,sonra kendi topraklarında maaşla çalıştırılmışlardır. Açgözlü devin karnı bir türlü doymadığı için binlerce insan açlıktan hastalıkla pençeleşmektedir. Batı’nın siyah insana olan nefreti onları yalnızlaştırmış ve dünyanın en ücra köşelerinde sessizce kaderlerine mahkum ettirmiştir.
O topraklara hayır ihraç edin model olun!
Biz o insanlara el uzatmakla onlara bir model götürüyoruz.Bu insanlar beyaz insanın zulmüne uğramıştır.Bu insanlar Avrupa’nın beyazları tarafından sömürülmüştür. Bizim Kara Afrika’nın  insanlarına yardım götürmemiz onlarda ki beyaz insan tasavvurunu,kirini,pasını,tortusunu temizlemektedir. Onlar ; İlk defa beyaz insanı hiçbir şey beklemeksizin, Allah rızası için yardıma gelmiş görüyorlar.Bu İslam kardeşliği değil, aynı zamanda insan kardeşliğin belirtisidir.Biz farkında değiliz belki ama, o insanların yüreklerini zihnini temizliyoruz,onlara giden yardımdan çok daha özel bir şey ihraç ediyoruz.
 Biz hayır ihraç ediyoruz.İyilik ihraç ediyoruz.
Bizim ülkemizin maddiyatı ne kadar büyüyor onu bilmiyorum ama maneviyatı oldukça  büyüyor.Büyümeli de. Oraya giden her bir yardım faaliyeti bu ülkenin maneviyatını büyütür.Avrupa krizle çalkalanırken bu ülkenin teğet geçmesi ve böyle bir büyüme trendine girmesi sadece maddi sebeplerle izah edilemez. ölçülemez. Bu materyalist bir düşünce olur.Gerçek şudur ki, Bu ülkeye Allah’ın nazarı celbediyor.
Bir ülkede huzur ve refah aranıyorsa,bu Allah’ın rızasında aranmalıdır. Kara incimiz olan Afrika’da ve dünyanın yardıma muhtaç olan her bir karış toprağında Allah’ın rızası alındıkça,anıldıkça bu ülkeye huzur ve saadet yağacaktır.
‘Bir toplumun bireyleri kendi gidişatını değiştirmedikçe,Allah da o toplumun gidişatını değiştirmez.’ Rad 11
Ülkemizde ki bu krizlerin kolay atlatılmasında ki bir numaralı rol, bu ülkenin ihraç ettiği hayırlardır.  Hayırda yarışanların gösterdiği maddi manevi yardımlardır. Biiznillah
Hatice İslamoğlu Erdem Ramazan öncesi hayır köprüsünden geçin diyor…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder